Kitabın ana konusu bir
çobanın kişisel menkıbesine ulaşmak için çabalaması, içsel değişim ve
dönüşümünü tamamlaması üzerine oluşuyor. Santiago aslında papaz unvanına ramak
kala bunu reddeden ve babasına gezgin olmak istediğini yeni insanlar ve
kültürler tanımak istediğini söyler. Babasının gezebilmesi için çoban olması
gerektiğini söylemesiyle Santiago artık çoban olmaya karar verir ve yollara
düşer. Delikanlı yolculukları sırasında aşık olur, kişisel menkıbesini
tamamlar, evrensel dili öğrenir ve en önemlisi sonunda çöle ve Fatima’ya
sıradan günlük hayatına döner. İç benliğimizi ne kadar özgürleştirebiliyoruz?
Aslında kahraman mı çok özgür ruhlu ve kendini bulmayı seçmiş yoksa biz çok
tamam mıyız? Soruları çokça kafamdan
geçti durdu. Kitabı okumuyorken bile düşündüklerimin arasına sızdı. Tıpkı
delikanlının kişisel menkıbesine yaklaştıkça yüreğini susturamaması gibi oldu.
Bir mimikten birçok
kelimeyi okuyabiliyoruz aslında. İş yerinde duyma engelli bireylerle
mimiklerimiz ile anlaşıyor ve gülüyoruz. Ama ne var ki dünyayı anlayamıyoruz.
Evrensel dili konuşamıyoruz. Kendimizi aydınlatamıyoruz. Saf hayatın
parçalarını kavramak güç olduğu için resimler simgeler ile yol gösteriyor evren
bize, bunu anlamak ve anlamamak bize kalmış oluyor.
Kişi kendi kişisel menkıbesine yol alırken
lütuf kuralı devreye girer ve kişisel menkıbesine yardımcı olur. Ama lütuf
kuralı aslında acemi şansıdır. Acemi şansı bir defa başa gelir daha sonrası
için kişinin kendisini çabaları ve dirayeti gerekir. Bunu kendi üzerimde
düşündüğüm zaman ben üniversite sınavında şans olarak bu bölümü kazandım. Fakat
geçiş yapmak için dirayet ve çok çaba göstermem gerekti.
Delikanlı yolunu
kaybediyor içsel benliğine dönüyor, işaretler arıyor. Kitabı okurken insan
ister istemez kendinde de işaretler arıyor, kalbini dinliyor. Bu kitaptan
öğrendiğim en önemli şey benim için yüreğimi dinleyebilmek oldu. Ben yüreğimi
hiç dinlememişim. Onu hiç rahatlatmamışım, acıyı düşünerek gerçekte çekeceğim
acının bin katını çektirmişim birçok defa.
Hayatımızda sıradanlaşması
gerekenin kişisel menkıbemizi aramak ve peşinden koşmak olduğunu anlattı Paul
Coelho. Ki zaten bir insanın varoluşunu kaybetmemesi için hayalleri olması
gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder