PAUL COELHO “SİMYACI”

 


Kitabın ana konusu bir çobanın kişisel menkıbesine ulaşmak için çabalaması, içsel değişim ve dönüşümünü tamamlaması üzerine oluşuyor. Santiago aslında papaz unvanına ramak kala bunu reddeden ve babasına gezgin olmak istediğini yeni insanlar ve kültürler tanımak istediğini söyler. Babasının gezebilmesi için çoban olması gerektiğini söylemesiyle Santiago artık çoban olmaya karar verir ve yollara düşer. Delikanlı yolculukları sırasında aşık olur, kişisel menkıbesini tamamlar, evrensel dili öğrenir ve en önemlisi sonunda çöle ve Fatima’ya sıradan günlük hayatına döner. İç benliğimizi ne kadar özgürleştirebiliyoruz? Aslında kahraman mı çok özgür ruhlu ve kendini bulmayı seçmiş yoksa biz çok tamam mıyız?  Soruları çokça kafamdan geçti durdu. Kitabı okumuyorken bile düşündüklerimin arasına sızdı. Tıpkı delikanlının kişisel menkıbesine yaklaştıkça yüreğini susturamaması gibi oldu.

Bir mimikten birçok kelimeyi okuyabiliyoruz aslında. İş yerinde duyma engelli bireylerle mimiklerimiz ile anlaşıyor ve gülüyoruz. Ama ne var ki dünyayı anlayamıyoruz. Evrensel dili konuşamıyoruz. Kendimizi aydınlatamıyoruz. Saf hayatın parçalarını kavramak güç olduğu için resimler simgeler ile yol gösteriyor evren bize, bunu anlamak ve anlamamak bize kalmış oluyor.

 Kişi kendi kişisel menkıbesine yol alırken lütuf kuralı devreye girer ve kişisel menkıbesine yardımcı olur. Ama lütuf kuralı aslında acemi şansıdır. Acemi şansı bir defa başa gelir daha sonrası için kişinin kendisini çabaları ve dirayeti gerekir. Bunu kendi üzerimde düşündüğüm zaman ben üniversite sınavında şans olarak bu bölümü kazandım. Fakat geçiş yapmak için dirayet ve çok çaba göstermem gerekti.

Delikanlı yolunu kaybediyor içsel benliğine dönüyor, işaretler arıyor. Kitabı okurken insan ister istemez kendinde de işaretler arıyor, kalbini dinliyor. Bu kitaptan öğrendiğim en önemli şey benim için yüreğimi dinleyebilmek oldu. Ben yüreğimi hiç dinlememişim. Onu hiç rahatlatmamışım, acıyı düşünerek gerçekte çekeceğim acının bin katını çektirmişim birçok defa.

Hayatımızda sıradanlaşması gerekenin kişisel menkıbemizi aramak ve peşinden koşmak olduğunu anlattı Paul Coelho. Ki zaten bir insanın varoluşunu kaybetmemesi için hayalleri olması gerekmektedir.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EYLÜL ROMANIN BU YÖNLERİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

YAZMA GÜÇLÜĞÜ (DİSGRAFİ) ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

KÜLTÜR MESELESİNİ EDEBİYAT, ŞEHİR, MİMARİ VE MUSİKİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ